Yaşlı Bireyler ve COVID-19

Yaşlı Bireyler ve COVID-19

31 Aralık 2020 Kapalı Yazar: Bahadır Geniş

Birleşmiş Milletlere göre bir ülkedeki yaşlı nüfus oranın %8-10 arasında olması o ülke nüfusunun “yaşlı”, %10’un üzerinde olması ise “çok yaşlı” olduğu şeklinde tanımlanmaktadır.

Ülkemiz şimdiki verileriyle (%9,1) yaşlı bir ülke sınıflandırmasındayken, 2023 yılında yaşlı nüfus oranının %10,2’ye yükseleceği ve ülkemizin çok yaşlı sınıfına gireceği öngörülmüştür.

Bu oranların 2040 yılı için %16,3, 2080 yılı için %25,6 olacağı tahmin edilmektedir. “Demografik dönüşüm” içindeki ülkemiz, yaşlı nüfus oranına sahip ülkelere göre genç nüfus yapısına sahip olmakla birlikte mutlak yaşlı sayısı oldukça fazla olan bir yapıdadır (1).

COVID-19'un psikiyatrik etkisi

COVID-19, başta yaşlı bireyler olmak üzere toplumun tüm kesimlerini derinden etkilemiştir (COVID-19 ve Ruhsal Belirtiler). Dünya, ilk zamanlarda hastalığın fiziksel etkilerine odaklansa da hastalığın kısmi kontrolüyle birlikte son zamanlarda zihinsel etkileri değerlendirmektedir. Sosyal izolasyon ve karantinanın yaşlı bireyler üzerinde başta depresyon ve anksiyete bozuklukları olmak üzere ciddi olumsuz etkileri vardır. Karantina sürecinden sonra da travma sonra stres bozukluğu en yaygın görülen psikiyatrik bozukluklardan biridir.

Yaşlı bireyler ve medya etkisi

Pandemi döneminde toplumun tüm kesimlerinde olduğu gibi yaşlı bireyler de geleneksel ve sosyal medyadan ölüm haberlerine sıkça maruz kalmaktadırlar. Bu iletişim araçlarında, vefat edenlerin önemli kısmının “Yaşlı”, “Ek hastalığı var” veya “Bağışıklığı düşük” diye adlandırılması ya da damgalanması bu kişilerde ciddi bir ruhsal yük oluşturabilir. Bu yüke ek olarak, yaşlı bireylerde ölüm oranlarının diğer yaş gruplarına göre oldukça yüksek seyretmesi ve bu durumun normalize edilmesi bir başka yüktür. Bu normalize etme “çabası” yaşlı olmayan bireyler için bilinçaltı veya bilinç düzeyinde içsel bir savunma biçimi olabilir. Ancak, ortaya çıkan bu algı ve algının yarattığı tutum hastalıkla mücadeleye ve yaşlı bireylere zarar verir. Bir başka deyişle, yaşlı bireyler bulaşıcı hastalığın oluşturduğu birçok zorlukla mücadele etmeye çalışırken, bir de sonunu bildikleri ve bunun normal olarak kabul edildiği hikayelerin yüklerini taşımaktadırlar.

"Yeni Normal"

Pandemi döneminde elde edinilen tecrübelerle, ruh sağlığı hizmetlerindeki erişim kısıtlılıkları ele alınmalıdır. Başta tele-psikiyatri kullanımı olmak üzere teknolojik gelişmeler temelinde çokça anılan ve “Yeni Normal” olarak adlandırılan dönemin ruh sağlığı hizmetlerinde de başlangıcı sağlanmalı ve yaygınlığı arttırılmalıdır. Yeni normal tanımının çerçevesini çizmek ve bu sınırlara uyum sağlamak insanoğlu için oldukça zor olacaktır. Bu zorlukların üstesinde gelebilmek ve yeni normal dönemine geçebilmek için yapacağımız ilk eylem “Eskinin normal olmadığını” kabul etmek olacaktır.

Bahadır Geniş

Kocaeli Üniversitesi, Psikiyatri ABD Öğretim Üyesi, İzmit / Kocaeli

Kaynaklar

1- TUİK. İstatistiklerle Yaşlılar, 2019. Türkiye İstatistikleri Kurumu; Son güncellenme tarihi 10.03.2020. 20.05.2020 tarihinde http:// www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=33 712 adresinden indirildi.

2- Geniş B. Hikâyenin son sayfasını bilmenin yükü: COVID-19 ve yaşlı bireyler. Coşar B, editör. Psikiyatri ve COVID-19. 1. Baskı. Ankara: Türkiye Klinikleri; 2020. p.43-51.