COVID-19’un uyuşturucu pazarları ve uyuşturucu kullanımı üzerine etkileri: EMCDDA raporu​

COVID-19’un uyuşturucu pazarları ve uyuşturucu kullanımı üzerine etkileri: EMCDDA raporu​

11 Ocak 2021 Kapalı Yazar: Bahadır Geniş

Rapor Özeti

COVID-19’un uyuşturucu

2020’nin başından bu yana, Dünya, sosyal mesafe ve diğer kontrol önlemlerinin aşamalı olarak uygulandığı daha önce eşi görülmemiş bir halk sağlığı acil durumu yaşıyor.

Pandeminin Avrupa Komşuluk Politikası (European Neighbourhood Policy-ENP) ülkelerinde uyuşturucu pazarları ve uyuşturucu kullanan kişiler üzerindeki etkilerini ve sonuçlarını araştırmak için Avrupa Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezi (European Monitoring Centre for Drugs and Drug Addiction-EMCDDA) bir trend belirleyici çalışma başlattı.

Bu çalışma, COVID-19’un uyuşturucu pazarları ve güney ENP ülkelerinde uyuşturucu kullanan kişiler üzerindeki etkisine ilişkin durumun anlık bir görüntüsünü sunmaktadır (Mart-Haziran 2020).

COVID-19'un uyuşturucu pazarlarına etkisi nasıl oldu?

  • Çalışma, COVID-19 ile ilgili kısıtlama önlemlerinin uygulamaya konmasının ardından, bölgedeki uyuşturucu pazarının, tedarik zincirlerindeki kesintiden kaynaklanabilecek geçici bir daralma yaşadığını göstermektedir.

  • Bulgular, Kuzey Afrika ve Orta Doğu’da uyuşturucu üretimi, kaçakçılığı ve dağıtımı üzerindeki etkiler açısından karışık bir tablo sunmaktadır.

  • En dikkat çekici gelişmeler, bir yandan ticari uçuşların askıya alınmasının neden olduğu aksaklıkları telafi etmek ve diğer yandan sınırlarda getirilen daha katı kontrol önlemlerinden kaçınmak için yeni kaçakçılık yollarının ortaya çıkmasıyla bağlantılıdır.

  • Dağıtım çoğunlukla etkilenmemiş gibi görünse de, bazı ülkelerde mobil uygulamaları kullanarak ilaç satın almak giderek artan bir yol gibi görünüyor.

COVID-19'un uyuşturucu (madde) kullanım bozuklukları ve ilgili sağlık hizmetleri üzerindeki etkisi​

* Geçici kısıtlamalar veya bazı köklü uyuşturuculara (örneğin eroin) erişimin azalması, uyuşturucu kullanan kişilerin, tercih ettikleri uyuşturucunun yokluğunda, alternatif maddeler ve/veya yeni yöntemler araştırıp kullanabildiğini (katkılı alkol, yeni psikoaktif maddeler ve “geleneksel” veya ev yapımı ilaçlar dahil ve enjeksiyon yoluyla uyuşturucu kullanma) göstermektedir.

* COVID-19 salgını bölgede uzun süredir devam eden ekonomik ve politik zorlukları daha da şiddetlendirdi. Sosyal, ekonomik veya güvenlik sorunlarındaki herhangi bir artış, psikoaktif maddelerin tüketiminde ve psikiyatrik bozuklukların oluşturduğu morbiditelerde artışlara yol açma potansiyeline sahiptir (COVID-19 Pandemisi ve Ruhsal Belirtiler).

* Ulusal karantina tedbirlerinin ilk aşamalarında genel olarak sağlık hizmetlerinin sunumunda genel bir azalma olmuştur. Bu bağlamda, uyuşturucu kullanan kişiler, uyuşturucuyla ilgili hizmetlere erişimde ulaşımda zorluk yaşamışlardır. Bununla birlikte, bazı sağlık sunucuları sosyal yardım faaliyetleri ve telefonla takip takibi yoluyla bazı hizmetlere devam ederek duruma adapte olmuşlardır.

* Opioid idame tedavi programlarının mevcut olduğu yerlerde, pandemi nedeniyle daha esnek prosedürlerin uygulamaya konduğuna dair bazı kanıtlar vardır.

  • Bunlar, opioid idame tedavi ilaçlarının evlere dağıtılması şeklinde uygulamaların değiştirilmesini ve zorunlu idrar testi için azaltılmış gereksinimleri içerir.
    • Örneğin, İsrail, Lübnan ve Fas’ta dağıtılmasına izin verilen maksimum opioid idame tedavisi ilaç miktarı 2 haftalık bir dönemi kapsayacak şekilde artırıldı.
    • İsrail’de bir aylık uzatılmış salımlı buprenorfin enjeksiyonları başlatıldı.
  • Bu değişiklikler, bazı ülkelerde opioid idame tedavi programlarında bağımlılığı olan bireylerin korunmasına yardımcı olmuş gibi görünmektedir. Bununla birlikte, kısıtlamalar ve tedaviye ulaşımdaki zorluklar nedeniyle tedavi programlarını terk eden bireylerin sayısının artması konusunda endişeler mevcuttur.

Bahadır Geniş

Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hekimi

Kocaeli Üniversitesi

İzmit/Kocaeli